Tarih Osmanlı İmparatorluğu Döneminde İstanbul'da Cariye Fiyatlarının Ortaya Çıkışı: Rus ve Eflak Cariyelerin Bugünkü Değerleri

Dil Seç :
Hızlı Kategoriler
 
Durum
Bu konu kapanmıştır
318251.webp

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde İstanbul'da Köle Pazarı ve Cariyeler

Osmanlı İmparatorluğu, tarih boyunca çok çeşitli etnik kökenlerden gelen insanların yaşadığı kozmopolit bir yapıydı. Bu çeşitlilik, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde kendini daha belirgin bir şekilde gösteriyordu. İstanbul, Osmanlı'nın en önemli ticaret ve kültür merkezi olmasının yanı sıra, köle ticaretinin de merkezi konumundaydı. Şehir, Girit ile birlikte dönemin en büyük köle pazarlarından birine ev sahipliği yapıyordu.

İstanbul'daki İlk Köle Pazarı​

Osmanlı döneminde İstanbul'daki ilk köle pazarı, Haseki semtinde kurulmuştu. Ancak zamanla bu pazar, Bizans dönemindeki gibi Bedesten yakınlarına taşındı ve XVII. yüzyıldan itibaren Kapalıçarşı ile Nuruosmaniye arasında yer alan ve Tavukpazarı adıyla anılan alanda faaliyet göstermeye başladı.

17. Yüzyılın Köle ve Cariye Pazarları​

17. yüzyıl Osmanlı İstanbul'unda, Üsküdar ve çevresindeki köle ve cariye pazarları oldukça yoğundu. Bu döneme ait belgeler, İstanbul'da satılan cariyelerin fiyatlarına dair önemli bilgiler sunuyor. Bu bilgiler, Osmanlı'nın o dönemki ekonomik koşullarına ilişkin de ipuçları veriyor. Özellikle köle pazarındaki fiyatlar, o dönemdeki ekonomik durumu ve sosyal yapıyı anlamamıza yardımcı oluyor.

Cariye Fiyatlarını Belirleyen Kriterler​

Osmanlı İmparatorluğu'nda cariyelerin fiyatları, çeşitli kriterlere göre belirleniyordu. Bu kriterler arasında en önemlileri göz rengi, vücut yapısı ve güzellikti. Bu özellikler, cariyelerin fiyatlarının belirlenmesinde büyük rol oynuyordu.

Ekonomik Verilerle Cariye Fiyatları​

1600 yılına ait narh defterine göre, İstanbul'da çeşitli temel gıda maddeleri ve diğer ürünlerin fiyatları şu şekildeydi: ekmek 2.3 akçe, koyun eti 8 akçe, zeytinyağı 18.5 akçe ve pabuç 55 akçe olarak tespit edilmiş.

tablo4.webp

Bünyamin Duran ve Ahmet Yavuz Çamlı'nın "Klasik Dönem Osmanlı Toplumunun Sosyo-Ekonomik Yapısı" kitabına göre, 1500'lerde İstanbul'da bir işçi yevmiyesi ile 2 kilo et alabiliyormuş. Aynı kaynakta 1550'lerde bir duvarcı ustasının yevmiyesi 10 akçe olarak belirtilmiştir.

İslam Ansiklopedisi'nin "Filori" maddesine göre; 1587 yılında Venedik dukasının karşılığı olan flori 120 akçe değerindeymiş. Bu veriler ışığında, 60 florin değerinde olan bir kölenin değeri yaklaşık 8000 akçeye karşılık gelmektedir. Bu miktar, dönemin işçileri için yaklaşık 2 yıllık bir yevmiyeye denk geliyordu.

Rus ve Eflak Cariyelerin Fiyatları​

Dönemin belgelerine göre, Rus cariyeler 16.500 akçe gibi yüksek bir fiyata satılıyordu. Eflak kökenli cariyeler ise bunun yarısı kadar bir değere sahipti. Örneğin, Eflak kökenli bir cariyenin fiyatı 250 sikke olarak belirtilmiş. Altın sikkenin duka altınla aynı değerde olduğunu kabul edersek, bu cariyenin fiyatı yaklaşık 30.000 akçeye tekabül ediyor.

tablo2.webp

Bu hesaplamalar gösteriyor ki, o dönemde köle sahibi olmak oldukça maliyetli bir işti ve sadece varlıklı kesimler köle alım satımı yapabiliyordu.

16.500 Akçe Günümüzde Ne Kadara Denk Geliyor?​

Cariyelerin fiyatlarını günümüz para birimine çevirmek, tarihi ve ekonomik bağlamı anlamak açısından ilginç bir egzersiz olabilir. Fikir vermesi açısından, 1 akçe 1,15 gram ve 925 ayar gümüş olacak şekilde hesaplanırsa, 16.500 akçe bugün yaklaşık 300-350 bin TL civarında bir değere tekabül ediyor. Bu hesaplama, sadece metal değeri üzerinden yapılmıştır ve dönemin satın alma gücünü tam olarak yansıtmayabilir.
  • O dönemin ekonomik şartlarına göre kıyaslama yapıldığında, kölelerin değerini tam olarak hesaplamak zordur.
  • Koyun gibi hayvanların o dönemde ucuz olması normaldir ve ekmek gibi temel gıda maddeleri bugünkünden farklı özelliklere sahiptir.
  • Günümüzde altın/gümüş fiyat oranı yaklaşık 70 civarındayken, o dönemde bu oran yaklaşık 50 civarındaydı. Bu nedenle gümüş/altın oranı üzerinden yapılan çevirilerde fiyatın yaklaşık 300 bin TL olabileceği söylenebilir.

İstanbul'un Köle Pazarları​

Osmanlı İmparatorluğu'nda köle ticareti, geniş bir coğrafyayı kapsıyordu. Kafkasya, Sudan ve Habeşistan'dan getirilen köleler ve cariyeler, imparatorluğun çeşitli bölgelerinde satılıyordu. İstanbul'daki köle pazarları, bu ticaretin en önemli merkezlerinden biriydi. İstanbul'dan sonra gelen diğer önemli köle satış merkezleri arasında Cidde, Mekke, Medine, Basra, Trablusgarp, Bosna ve İzmir bulunuyordu.

Esir Hanı ve Satış Süreci​

Esir hanı.webp

İstanbul'da köle ve cariyeler, Tavukpazarı semtinde bulunan Esir Hanı'na getirilirdi. Kapalıçarşı ile Nuruosmaniye Camii arasında yer alan ve tahta odacıklara bölünmüş olan bu han, birkaç katlıydı. Satışlar, hanın ortasındaki büyük avluda açık artırma usulüyle yapılırdı. Esirlerin satış öncesinde ayak tabanından dişlerine kadar detaylı bir şekilde incelendiği bu süreçte, sadrazamlar, tüccarlar ve devletin önde gelenleri, beğendikleri esirleri satın almak için birbirleriyle yarışırlardı.

Esirler arasında fiziksel özellikleri bakımından diğerlerinden daha üstün olanlar, açık artırmaya çıkarılmazdı. Bu esirler, seçkin müşterilere özel surette odalarda gösterilirdi.

Köle Ticareti Yasaklandı ve Pazar Kaldırıldı​

Köle ticareti, Osmanlı İmparatorluğu'nda yüzyıllarca süren bir uygulamaydı. Ancak, 19. yüzyıla gelindiğinde, Osmanlı Devleti'nin batılılaşma çabaları, köle ticaretini de etkiledi. İlk kısıtlamalar, İkinci Mahmud döneminde getirildi. Onun ardından oğlu Abdülmecid'in bir fermanı ile 1847 yılında bütün esir pazarları kapatıldı. Pazarlardan el çekildikten sonra satışlar yeraltına indi ve esircilerin evlerinde yahut hanlarda gizlice yapılmaya başlandı.

Köle Ticaretinin Kesin Olarak Yasaklanması​

Bu uygulamalar birkaç yıl boyunca devam etti ve nihayet 1854'te köle ticareti kesin olarak yasaklandı. Üç yıl sonra, 1857'de zenci ticaretine de yasak getirildi. Bu yasaklamalar, Osmanlı İmparatorluğu'nda köle ticaretinin sona erdiğini işaret ediyordu.

Sonuç​

Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul, köle ticaretinin merkezi konumundaydı ve cariyelerin fiyatları, dönemin ekonomik ve sosyal yapısının bir yansımasıydı. Bugün bu fiyatları anlamak ve değerlendirmek, o dönemin yaşam şartlarını ve ekonomik yapısını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Tarihi belgeler ve ekonomik veriler üzerinden yapılan hesaplamalar, köle ticaretinin ne kadar önemli ve pahalı bir olduğunu gösteriyor.

İpuçları​

  • Ekonomik Veriler: Dönemin ekonomik verileri ve narh defterleri, cariye ve köle fiyatlarını anlamak için önemli kaynaklardır.
  • Köle Pazarı: İstanbul'daki köle pazarı, sadece köle ticaretinin değil, aynı zamanda sosyal yapının da bir göstergesidir.
  • Tarihsel Kapsam: Köle ticaretinin yasaklanma süreci, Osmanlı İmparatorluğu'nun batılılaşma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
  • Fiyat Karşılaştırması: Cariyelerin fiyatlarını günümüz para birimine çevirmek, dönemin ekonomik yapısını anlamamıza yardımcı olabilir, ancak bu tür hesaplamalarda dönemin sosyal ve ekonomik koşullarını dikkate almak önemlidir.

Siz Ne Düşünüyorsunuz?​

Osmanlı İmparatorluğu'nda köle ticareti ve cariye fiyatları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu dönemde yaşananlar, bugünün ekonomik ve sosyal yapısıyla nasıl kıyaslanabilir? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bizimle paylaşarak tartışmaya katılın. Tarihi olayların günümüzle olan bağlantılarını ve bu bilgilerin bugünkü anlamını birlikte keşfedelim. Fikirlerinizi paylaşarak yazımızı daha zengin hale getirebilir ve farklı bakış açılarıyla bu konuyu derinlemesine inceleyebiliriz. Yorumlarınızı bekliyoruz!
 
Durum
Bu konu kapanmıştır

Forum istatistikleri

Konular
3,857
Mesajlar
4,530
Üyeler
453
Son Üye
EmiliaCris

Kaynak istatistikleri

Kategoriler
26
Kaynaklar
1,605
İndirilme
42,420
Disk kullanımı
972.4 GB
Geri
Yukarı Alt
Community platform by XenForo® © 2010-2024 XenForo Ltd.1