Doğrulama Teknikleri Bir Vecize Ya da Şiirin Sahibini Tespit İçin İzlenebilecek Adımlar

Dil Seç :
Hızlı Kategoriler
 
  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Gkhn
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

Bir Vecize Ya da Şiirin Sahibinin İddia Edilen Kişi Olup Olmadığı Nasıl Tespit Edilebilir?​

Günümüze değin wmloji.com‘da kamuoyunca bilinen şahıslara yanlışlıkla atfedilen vecize ve şiirlere ilişkin birçok inceleme yayımladık. Bu incelemelerde izlemeye gayret gösterdiğimiz çeşitli yöntemler mevcut. Bir sözün ya da şiirin iddia edilen kişiye ait olup olmadığını anlamak için atılabilecek adımları işbu yazıda derleyelim ve yayımlanan incelemelerle örnekleyelim istedik.

Dijital ya da Fizikî Tarama İle Yola Koyulmalı​

Şüphesiz, yapacağımız inceleme için arama motorları en büyük dostumuz. Google başta olmak üzere Yandex, Bing, Duckduckgo gibi farklı arama motorlarında taramanın yanı sıra Twitter başta olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında ipucu arama yapmak da büyük fayda sağlar. Crowdtangle gibi bir eklenti işe yarayabilir.

Dünyanın en kapsamlı tam metin kitap dizini olan Google Kitaplara ilaveten dijital tarama için bir diğer yardımcı kaynak ise bir e-kitap arşivi. Kendinize bir e-kitap arşivi oluşturamadıysanız başvurulabilecek en temel kaynak şüphesiz bir kütüphane olacak.

Bunun yanı sıra internet sitelerinin geçmişini taramak adına Archive.org, gazete arşivleri (Cumhuriyet, Milliyet, İstanbul Üniversitesi Gazeteden Tarihe Bakış Projesi, Gaste Arşivi), Türkçe ya da diğer dillerde yayın yapan doğrulama platformları, Google Fact Check Explorer, İngilizce vecizeler üzerine uzmanlaşmış Quote Investigator gibi girişimler üzerinde yapılacak tarama da önemli bulgulara hızlıca ulaşmanızı sağlayacaktır.

Daha Önce İlgili İddiaya İlişkin Bulgular İncelenmeli​

Sizden önce odaklanılan iddiayı incelemiş ve sonuçlandırmış araştırmacılar mutlaka bulunacaktır. Amerika kıtasını ya da tekerleği yeniden keşfe gerek yok. Bu nedenle öncelikle sizden önce ilgili vecize ya da şiir hakkında ortaya konulan bulguları tespit etmeliyiz.

Mesafe katedilemeyen durumlarda, her konunun uzmanı olamayacağımız ve tüm tespitleri kendi başımıza yapamayacağımız için sosyal medya vasıtasıyla çevreden yardım istemekten de çekinmemek gerek.

İlgili Sözün Ya Da Mısranın Geçtiği (İlk) Kaynağa Erişerek Sahiplik İddiası Doğrulanmalı​

Bir vecizenin ya da şiirin sahiplik iddiasını teyit etmenin en temel yolu, kaynak olarak öne sürülen kitap ya da belge üzerinde yapılacak incelemedir. İleri sürülen iddiaya ilişkin bizzat ilgili kaynaktan doğrulama yapılmalıdır. Bu hususta, müddei ya da diğer şahıslar tarafından yapılan kaynak atıflarına ilişkin temkinli bir tavır takınılmalı. Bazı şahısların iddialarını güvenilir kılmak ve diğer kişileri yanıltmak için asılsız kaynakları öne sürdüğü gerçeğine dikkat etmek büyük önem arz ediyor. Kaynak olarak öne sürülen eser temin edilemiyorsa ve iddiayı çürütecek ya da teyit edecek başka bir yan delil bulunmuyorsa iddiaya ilişkin kesin bir tutum takınmamalı.

Sultan Vahdettin’in “Türkler dini, soyu, sopu, yurdu belirsiz karmakarışık bir cahiller sürüsüdür” dediği iddiası doğru değil. Sözü aktaran kaynak olarak belirtilen Murat Bardakçı, bu iddiayı bizzat yalanlamıştır. Bu sözün Padişah Vahdettin’e ait olduğuna ilişkin herhangi bir belge bulunamamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ABD’li gazeteci Isaac F. Marcosson’a verdiği röportajda Ortadoğu’da kurulan sunî devletlerin halklarının geleceğine ilişkin söylediği iddia edilen sözler sonradan uydurulmuştur. Isaac F. Marcosson’un kaleminden çıkan Anadolu gezisindeki izlenimlerine ilişkin “Kemal Pasha: Conflict in Turkey” başlıklı yazı metninde böyle bir sözün varlığına rastlanılmamaktadır. İlk kez Prof. Dr. Ergun Özbudun tarafından çevrilerek Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nin 1 Kasım 1984 tarihli birinci sayısında yayımlanan “Türkiye’nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazetecinin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi” başlıklı metinde de bu sözler yer almamaktadır. Arama motorlarında yapılan araştırma, Sözcü Gazetesi’nin haberi öncesinde bu sözün internette var olmadığını göstermektedir.

İsmet İnönü’nün Harf Devrimi’ni eleştirdiğine yönelik ifadelerinin Hatıralar adlı kitabında geçtiği iddia edilse de, bu hatıratın tamamı incelendiğinde İnönü’nün bu ya da benzer anlama gelebilecek bir ifade kullandığına yönelik herhangi bir atıf görülememektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün VIII. Edward’ı karşıladığında denizin dalgalı olduğu, Kral Edward’ın iddia edildiği gibi bir eliyle kıyıya tutunduğu, elinin yere değdiği ve (vatan toprağı ile) kirlendiği, elini silmek için cebinden bir mendil çıkardığı ve bu sırada Atatürk’ün kendisine “vatanımın toprağı temizdir, o, elinizi kirletmez!” dediği iddiasının doğruluk payı bulunmadığı, ilgili ana ilişkin video kayıtlar izlendiğinde anlaşılabilmektedir.

Sahiplik İddiasını Ortaya Atan Kişiden İddiasını Delillendirmesi, Kaynak Göstermesi Talep Edilmeli​

“Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” en temel düstur olmalı. İddia edilen vecizenin ya da dizelerin bir kişiye aitliğini ispat etmek, ait olmadığını ispatlamaktan daha kolay yoldur. İddiayı ortaya atan kişinin ispat külfetini karşı tarafa yıkmasına mahal vermeden, kaynağıyla iddiasını ispatlaması talep edilmelidir.


Bir iddiaya ilişkin ispat mükellefiyeti hususu her daim akılda tutulmalı. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bir şahsa atfedilen ifadeler bizzat ilgili kişi tarafından tekzip edilmişse ispat külfeti iddiayı atan kişinin beyanı ile yerine getirilemez. Öne sürülen ifadelerin ilgili kişi tarafından dile getirildiğinin iddia sahibi tarafından ortaya deliliyle birlikte koyulması gerekmektedir. Bu delil, bir kayıt ya da güvenilirlik konusunda sicilinde sorun olmayan kişilerin tanıklığı olabilir. İlgili şahsın reddinin ardından “dedin”, “söyledin” gibi söylemler ispat için yeterli değildir.

Ayrıca, unutulmamalı ki Youtube videoları, Facebook sayfaları ya da Google’ın kendisi bir “kaynak” değildir.


İddianın Tekzip Edilip Edilmediği İncelenmeli​

İlgili söz ya da şiirin kendisine izafe edilen şahıs hayatta ise kendisi ile irtibata geçerek ya da bahse konu ifadeler hakkında teyidi ya da tekzibi talep edilebilir. Yahut, anılan kişi tarafından kamuoyuna yapılmış açıklamalar taranarak bir tekzip ya da teyidin bulunmadığı incelenebilir. Siz incelemeye başlamadan çok daha önce ilgili iddia tekzip edilmiş olabilir. Ayrıca, büyük bir kitlenin bir bilgiyi ya da olayı yanlış aktarmasından kaynaklanan toplu bir yanılsamayı tanımlayan “Mandela etkisi”nin varlığı sorgulanmalı.

Suriye’de iç savaşın patlak verdiği dönemde “Şam’da Emevi Camii’nde Namaz Kılacağız” ifadelerini kullandığı iddiası bizzat Ahmet Davutoğlu tarafından yalanlanmıştı. Bahse konu söz Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 5 Eylül 2012 tarihinde yaptığı bir konuşmada dile getirildiği bilinmektedir.


İddiayı Ortaya Atan Kişinin ya da Rîvayet Edenin Güvenilirliği Göz Önünde Bulundurulmalı, Güdüsüne Dikkat Edilmeli, Çıkar Çatışması Olup Olmadığı Değerlendirilmeli​


Her insanın hata yapabileceğini, ancak önemli olanın hatasını kabullenmek ve doğrusunu paylaşma erdemini göstermek olduğunu her daim vurguluyoruz. Kişilerin sehven yaptığı yanlışların yanı sıra kasıtlı şekilde çarpıtma yaptığı ya da yalan söylediği vaki. Bu durumda bir iddiaya ilişkin inceleme yaparken müddeinin geçmişte yanlış iddia ve ithamlarda bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, kişinin motivasyonuna dikkat edilmeli, iddia ile çıkar çatışması ya da menfaat ilişkisi olup olmadığı sorgulanmalı.

Yakın tarihimiz incelendiğinde de birçok ünlü şahsın gerçeği yansıtmayan sözleri sarf ettiği ya da iddiaları ileri sürdüğüne şahit olmuştuk. Bu nedenle, ek delil yokluğunda ya da tek kanıt olarak kendi gözlemini öne sürdüğü durumda iddia sahibinin motivasyonu, “ilgi taciri” olup olmadığı, güvenilirliği, itibar sorunu yaşayıp yaşamadığı gibi hususların ele alınarak kanıya varılması gerekmektedir.

Örneğin, koronavirüs salgınının küresel tehdit halini aldığı bir anda koronavirüsün laboratuvar yapımı olduğunu söyleyen kişinin popüler olma sevdasında olup olmadığını, sahte bilimle iştigal edip etmediğini, çıkaracağı kitabın reklâmını yapıp yapmadığını değerlendirmemiz gerek. Ayrıca, bahse konu sözün gerçekten ilgili kişi tarafından dile getirilip getirilmediğinden de her daim şüphe edilmelidir. X şahsı hakkında sürekli eleştiride bulunan Y şahsının getireceği delil ya da A şahsının müridi/destekçisinin A şahsı hakkında sunduğu kaynağın tarafsız olamayacağı her daim

Bu süreçte, teyitçi önyargısı ve güdülenmiş düşünceden arınmış şekilde hareket edildiğinden de emin olunmalı.

Araştırılan ifadeleri rivayet eden ya da çeviren kişi için de aynı analiz yapılmalıdır. Aktardığı ya da çevirdiği kelimeler seçilirken inisiyatif kullanılıp kullanılmadığı, mezkur şahsın söylediği iddia edilen sözlerin kendi yorumunun eseri olup olmadığı değerlendirilmelidir. Râvinin rivayetinin kabul edilebilmesi için gerekli dürüstlük, illiyet, idrak, dil bilgisi gibi sıfatları haiz olup olmadığı ele alınmalı.

Sözün Ya Da Mısranın Kişinin İdeolojisiyle, Hayat Görüşüyle, Daha Önce Aktardığı Söylemleriyle Uyumlu Olup Olmadığı İncelenmeli​

İsnat edilen ifade ya da mısranın, kaynak kişinin diğer söylemleri ya da eserleri ile tutarlılık testine tabi tutulması da fayda sağlayacaktır. Bir kişinin hayatı boyunca dinle arasına mesafe koymasına rağmen İslamî bir söylemde bulunduğu, ömrü boyunca desteklediği tezin karşıtı bir ifade kullandığı iddiası şüphe çekmelidir.

Atatürk’ün çok yakınında bulunarak önemli olaylara tanıklık eden ve Atatürk’ün bu döneme ilişkin anılarını kitaplaştıran gazeteci, yazar ve siyasetçi Falih Rıfkı Atay‘ın “gerçekte Kurtuluş Savaşı diye bir şey olmadı” demiş olması başlı başına bir tezattır. Elbette kendisine isnat edilen sözler Kurtuluş Savaşı anılarını Mustafa Kemal’in Mütareke Defteri, Kurtuluş, Çankaya gibi eserlerinde aktaran Falih Rıfkı Atay’a ait değil. Bu uydurma iddiayı destekleyecek herhangi bir bulgu olmadığını söylemenin lüzumu dahi yok.

İfadeler İle İlgili Kişinin Yaşadığı Dönem Arasında Bir Anakronizm Ya Da Mantık Hatası Olup Olmadığı Analiz Edilmeli​

Tarihî şahsiyetlere atfedilen vecizelerin ve şiirlerin, dile getirildiği içinde bulunduğu zaman dilimi ile kronolojik açıdan uyumsuz olmaması, eserin oluştuğu döneme ait olmayan özellikleri taşımaması gerekir. Dile getirildiği zaman ve mekân açısından uyumluluk arz etmeyen, içerisinde bir mantık hatası barındıran ifadelerin sahih olmayacağı kolaylıkla anlaşılabilir.

Hacı Bayram-ı Velî’nin (1352-1430) İstanbul Fatihi Sultan II. Mehmet’in (1432-1481) babası Sultan II. Murat’a (1404-1451) “İstanbul’un fethi bizim köse ile şu beşikteki bebeğe nasip olacak” ya da başka bir rivayete göre “İstanbul’un fethini şu çocukla (II. Mehmet) bizim köse (Akşemsettin) görür” dediği rivayetinin, Hacı Bayram-ı Velî Fatih Sultan Mehmet doğmadan 2 yıl önce vefat ettiği göz önünde bulundurulduğunda gerçeği yansıtmadığı anlaşılabilmektedir.

Sahiplik İsnat Edilen Kişinin Yayımlanmış Eserlerinde Tarama Yapılmalı​

Uzun yıllar önce yaşamını yitiren bir müellifin, -ilave tanıklık ya da belge yokluğunda- eserlerinde yer almayan ya da şahsına dair incelemelerde geçmeyen söz ya da şiirin sahibi olması ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle, özellikle müteveffalara isnat edilen ifadelere ilişkin yaşadığı dönemde ya da vefatının ardından yayımlanan eserlerinde tarama yapılmasında fayda bulunmaktadır.

Örneğin, yüzyıllar önce vefat eden Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin eserlerinde yer almayan bir sözün -yeni bir eser keşfi yokluğunda- aniden ortaya çıkmış olması muhtemel değildir.

“Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.” satırıyla başlayan özlü aforizmalı metin Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye değil, Can Dündar’a aittir. Mevlana’ya ait herhangi bir eserde bu söz yer almamaktadır. Mesnevî-i Şerif’te bu sözler geçmemektedir. Bahsi geçen satırlar, Can Dündar’in Milliyet Gazetesinde 16 Haziran 2008 tarihinde yayınlanan “Hayattan ne öğrendim” başlıklı köşe yazısındandır.

Vecize Ya Da Şiir İsnadının Ne Zaman Dolaşıma Girdiğine Dikkat Etmeli​

Yukarıda değinildiği üzere, tarihî şahsiyetlere ya da yakın dönemde yaşayıp uzun süre önce vefat eden kişilere isnat edilen söz ya da dizelerin vefatlarının çok sonrasında bir anda ortaya çıkmış olması şüphe uyandırmalıdır. Bu gibi müelliflere atfedilen ifadelerin kendilerine ait olduğunun ispatı belge ya da güvenilir tanıklar vasıtasıyla yapılabilir. Müellifi olduğu iddia edilen kişinin vefatının yıllar sonrasında bir anda dayanaksız şekilde zuhur eden vecize ya da şiir isnatları genellikle doğruyu yansıtmadığı için, bu yönde yapılacak bir tarama mevzuya netlik kazandıracaktır.



“10 Yılda Bir Af Çıkarın, Benim Milletim Cahillik Yapabilir” sözünün Atatürk’e ait olduğu iddiası dayanaktan yoksundur. Atatürk’ün bu sözü söylediğine dair bir kaynak, belge ya da tanıklık bulunmamaktadır. Ancak Atatürk’ün kayıtlara geçen böyle bir sözü yok. Dijital kaynaklarda ilk izine 2012 yılında rastlanan sahipliği Atatürk’e izafe edilen vecizenin 2014 yılından itibaren ise sosyal medyada paylaşılmaya başlandığı anlaşılıyor. Daha öncesinde güvenilir herhangi bir kaynakta aktarılmayan bu vecize iddiası, vefatının 74 yıl sonrasında Atatürk’e mâl edilir hâle gelmiş görünmektedir.

İngilizce Başta Olmak Üzere Farklı Dillerde İlgili Vecize Ya Da Mısranın Taraması Yapılmalı​

Anlaşılamayan bir şekilde yabancı şahısların dile getirdiği ifadelerin Türkçemize çevrilerek ülkemizden ünlü kişilere atfedildiği örneklere rastlayabiliyoruz. Bu nedenle, karşılaştığımız söz ya da şiirin İngilizce başta olmak üzere çeşitli yabancı dillerde karşılığının anahtar kelimeler üzerinden taranması bize bir fikir sunabilir.

Örneğin, “Bir Kadına Ne Verirseniz Verin, Onu Daha Da Büyük Hale Getirir” sözünün aslında İngilizce orijinalinden Türkçemize çevrilerek Aziz Nesin’e ait olduğu iddiasıyla paylaşılmaya başlandığını bu yolla ortaya koymuştuk (her ne kadar yazısı henüz yayımlanmamış olsa da).

Ana dili Türkçe olmayan kişilere yönelik isnatlarda İngilizce başta olmak üzere diğer dillerde tarama yapmaktan başka çaremiz kalmıyor haliyle…

Albert Einstein, Benazir Bhutto, Paulo Coelho, Mark Twain, John A. Shedd, Jack Canfield ve Grace Murray Hopper gibi isimlere sahipliği mâl edilen ve anonim olduğu da iddia edilen “gemi, limanda güvendedir; ama gemiler bunun için yapılmamıştır” (İngilizce orijinaliyle “a ship in harbor is safe, but that is not what ships are built for“) vecizesi aslında John A. Shedd’e aittir.

Yanlış Anlaşılma Olup Olmadığı Değerlendirilmeli​

Kişilerin alıntı yaptığı ifadelerin kendilerine atfedildiği, sarkastik bir üslupla aktardığı hiciv içeren sözlerinin bağlamı dışında değerlendirildiği vakalara daha önce şahit olmuştuk. Bu nedenle, isnat edilen ifadenin hangi bağlamda kullanıldığının incelenmesi önem arz etmektedir.

Mehmet Âkif Ersoy’un II. Abdulhamid için “zalim”, “ödlek” ve “kızıl kâfir” gibi söylemlerde bulunduğu iddiası, yanlış bir yorumun ürünüdür. Mehmet Âkif Ersoy her ne kadar II. Abdulhamid’in izlediği siyasete karşı olsa da, şiirin genelinden de anlaşılabileceği üzere, şiir içindeki bu kelimeleri II. Abdulhamid için kullanmaz. Tam aksine, 2. Abdulhamid’in etrafını saran dalkavukların ağzından aktarır bu ifadeleri ve padişahı bu dalkavuklara karşın uyarır.

Çarpıtma Olasılığı Göz Önünde Bulundurulmalı​

Montaj belge ve kayıt üretme konusunda ihtisas sahibi hâline gelen art niyetli kişilerin tüm hünerlerini sergilemiş olabileceği her daim göz önünde bulundurulmalı. Özellikle -çeviri- röportajlarda kişilerin söylemediği ifadelerin kendilerine atfedilmiş yahut sarf ettiği sözlerin yorumla genişletilerek aktarılmış olabileceğine de dikkat edilmeli.

Necmettin Erbakan’ın “Ey kasketli adam beni iyi dinle CHP’ye aldanıp da kuyruğuna yapışma” dediği iddiası doğru değildir. Erbakan’ı bu sözleri dile getirdiğini gösteren video montaj ürünüdür. Anılan video kaydının aslında Necmettin Erbakan, “Ey kasketli adam. Beni iyi dinle! CHP’ye aldanıp da AKP’nin kuyruğuna yapışma” ifadelerini kullanmıştır.

Parodi / Satirik Profillere Dikkate Edilmeli​

Okuyucuları aldatmak gibi kasıtlarının olmadığı ve haber parodilerinin gerçeği yansıtmadığı gibi uyarılarla gerçek dışı haber metinleri hazırlayan kişi ve girişimlerin dahi gerçek sanılıp ciddiye alındığı ve paylaşıldığı bir ülkede, haber üretimi ve yayımı konusunda ekstra dikkat göstermek gerektiği hususu aşikâr. Bu nedenle, ilgili kaynağın mizah içerikli uydurma / parodi / asparagas haberler yayınlayan bir profil olup olmadığına dikkat edilmeli.

Karbonhidrat yoğun beslenme yöntemine yönelik sert ve ilgi çekici uyarılarıyla gündeme sıklıkla gelen Canan Karatay’ın “Ne B.k Yerseniz Yiyin” dediği iddiası bir parodi haber sitesinde yayınlanan uydurma metne ve görsele dayanmaktadır.

İsim Benzerliklerine Dikkat Edilmeli​

Ad ya da soyad benzerliği nedeniyle atıf hatasının gerçekleştirilmiş olabileceği göz önünde bulundurulmalı.

Can Yücel’in ve Can Dündar’ın kaleme aldığı metinler, dizeler, satırlar başkalarına mal edilir sanal ortamda sıklıkla. Bazen de, isimleri aynı soyadları farklı bu iki yazar birbiriyle karıştırılır. Özellikle bayram günleri paylaşılan “Her Gün Bayram” başlıklı yazı Can Yücel’e ait sanılsa da anılan metin Can Dündar’a aittir.

Kesin Delile Ulaşmanın Mümkün Olmadığı Durumlarda En Az 2 Bulgu Üzerinden Değerlendirme Yapılmalı ve Ulaşılan Sonucun Kesinlik Arz Etmediği Belirtilmeli​

Şüpheci ve sabırlı olmak, önyargılardan arınarak hareket etmek, hiçbir şeyi “veri” kabul etmemek bu sürecin olmazsa olmazı. Ancak bazen sarf edilen tüm çabalara rağmen iddiayı çürütücü ya da teyit edici bulgulara ulaşamayabiliyoruz. Bu durumda bir değerlendirme yapılması gerekmesi hâlinde ulaşılan sonuç en az 2 destekleyici bulgunun yardımıyla kat’î surette kesin olmadığı aktarılarak paylaşılabilir.

En önemlisi: Kontrol güvene mani değildir. İnternette gördüğünüz her söz gerçeği yansıtmayabilir. Şüpheyi elden bırakmayın.

 
<< Bizi Takip Edin

Forum istatistikleri

Konular
3,848
Mesajlar
4,521
Üyeler
427
Son Üye
RosalinaCa

Kaynak istatistikleri

Kategoriler
26
Kaynaklar
1,605
İndirilme
39,718
Disk kullanımı
972.4 GB
Geri
Yukarı Alt
Community platform by XenForo® © 2010-2024 XenForo Ltd.1