Avrupa Tarihi

Dil Seç :
Hızlı Kategoriler
 
Avrupa Tarihine dair interaktif soru cevap forumumuzda tarihi olaylar hakkında bilgi bul, paylaş ve öğren! Uzman görüşleriyle zenginleş, tarihle etkileşime geç.
Ortaçağ’da ölüm bir bakıma bizi şaşırtacak derecede hayatın merkezindeydi. Bebek ölüm oranının yüksekliği, hastalıklar, kıtlık, ilaç yokluğundan kaynaklanan rahatsızlıklar ve savaşın sürekli varlığı ile ölüm insanların her gün yaşadığı vahşi bir tecrübe idi. Sonuç olarak tavrına göre hayat ölüm inanışlarına göre şekillenmişti. Tabi ki Hristiyan inanışlarına göre hayatın çok önemli amacı günahlardan uzak durmak, öteki hayat için hazırlanmak, iyi işler yapmak ayinlere katılmak ve kilisenin öğretilerini talip etmektir. Zaman kutsal erkek ve kadınların öldüğü Azizler Günlerine göre hesaplanmaktaydı. Paskalya Hristiyanlık takvimine göre en önemli gündür ve İsa’nın ölümden geri gelişi(dirilişi) kutlanır. Ortama(Duruma) Ortaçağ toplumunun...
İnsanlığın fikir akışında Reformasyon ve Rönesans, önemli ve özel bir yer işgal eder. Çünkü bu iki fikir devrimi, Ortaçağ Avrupası’nın skolastik ve dogmatik anlayışına birer darbe vurmuştur. Bu büyük gelişmelerden sonra, insanlığın fikir yapısı, hür düşünce yolunda önemli bir gelişme kaydetmiştir. Lakin unutulmamalıdır ki, bu iki büyük gelişme, siyasal düşünce ve zamanın siyasi müesseselerin yapısını etkilememiştir. Halbuki Büyük Fransız Devrimi ve onun doğurduğu sonuçlar, siyasal tarih açısından büyük değişim ve önem teşkil eder. Çünkü Fransız Devrimi, Reformasyon ve Rönesans’ın hedeflemediği bir alanda gerçekleşmiş ve doğrudan siyasal düzene hücum ederek, yeni bir anlayışın temellerini atmıştır. Büyük Fransız Devrimi’nin Avrupa...
Roma Cenazeleri Druidler’in ezilişi ve Hristiyanlığın belirsiz başlangıcına rağmen Romalıların yönetimi altında cenaze uygulamaları daha önce yaptıkları yerel geleneklere göre çok az değişmiştir. İnsanlar hala höyüklere gömülüyor ya da yakılıyordu ve ölülerin çevresi mallarla çevriliydi. Tabi ki defin gelenekleri zamanın teknolojik gelişmeleriyle devam ediyordu. Örneğin külleri cam kavanozda gömme uygulaması Romalıların camı tanıması ile rastlaşır. Roma kanunları altında defin işlemleri şehirden uzaklaştırıldı. Çocuk definleri buna garip bir istisnaydı. Genelde evin kapı girişinin altına yada odaların altına gömülürlerdi. Anglo-Sakson Cenazeleri Anglo-Sakson yerleşimciler Romalılardan sonra durumları yine değiştirdiler. Köklü bir...
Apartheid, en bilineni ve benim de makalemde üzerinde duracağım tarafı olan Güney Afrika’da uygulanmış olmak üzere koloni ülkelerinde ‘beyaz’ koloniciler lehine, yerli halkın, yani ‘beyaz olmayanların’ aleyhinde devlet eliyle düzenlenmiş, sistematik bir ayrım politikasıdır. Uygulayıcıları ve mağdurları değişse de, insanlık uzun dönemler boyunca bu politikalara maruz kalmış, farklı kesimlere ayrılmış ve sınıflandırılmıştır. Ve bir noktada bu durum, Güney Afrika’da ‘resmi bir devlet politikası’ haline evrimleşmiştir. Apartheid, Afrikan dilinde ayrılma anlamına gelmektedir.[1] Löwstedt, Pappe ve Falk (2014) ise apartheid’ı; yoksun bırakma, baskı ve şiddeti içeren çok yönlü bir sistem olarak ifade etmektedir.[2] Resmî olarak ise, 1948...
Prusya-Avusturya savaşı, benim tabirimle “Kardeşler” savaşı, Orta Avrupa tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisini teşkil etmektedir. Öyle ki bu savaş, Prusya Kralı II.Friedrich (Büyük)’in Silezya’yı ilhakıyla başlayan (1748) Alman Dualizmini (Alman ikiliği de denir) sonlandıran bir savaştır. Bu ikilik kabataslak bir tabirle, iki büyük Alman devletinin küçük Alman devletleri üzerinde etkilerini arttırmak ve Almanya’yı kurmak için girdikleri rekabet şeklinde özetlenebilir. 19. yüzyılda, alakalı tüm dünya devletleri, Almanya’daki rekabeti sonlandıracak olan Prusya-Avusturya savaşını öngörmekteydi, ancak Alman coğrafyasında tek bir İmparatorluğa hiçbir dünya devleti sıcak bakmadığı için -1815 Viyana Kongre’sinde kurulan güçler...
1946 yılında Bulgaristan’da oylama ile krallık kaldırılmasından ve cumhuriyet ilan edilmesinden sonra, 27 Ekim 1946’da yapılan seçimleri Komünist Parti kazandı. Ardından 4 Aralık 1947’de komünizm esaslarına dayalı yeni anayasa kabul edildi. Bu Bulgaristan için bir dönemin başlangıcı oldu. “Yeniden Canlanma”nın ilk aşaması Ocak 1985’e kadar sürdü. Bu noktada güneydoğu Rodop Bölgesinde yasayan bütün Türklerin ve Pomakların isimleri zorla Bulgar ismi ile değiştirildi. 14 Ocak 1985 yılından itibaren toplam 310.000 Türk’ün ismi değiştirildi: 214.000 kişinin Kırcaali bölgesinde, 41.000 kişinin Hasköy bölgesinde, 22.000 kişinin Filibe bölgesinde, 5000 kişinin Pazarcık bölgesinde, 11.000 kişinin Eski Zagra (Stara Zagora) bölgesinde, 9.000...
Devlet-i Aliyye’nin çöküş dönemindeki son kudretli padişahlar Sultan Abdülaziz ve II.Abdülhamid’dir. Bu dönemde, Devlet-i Aliyye eski gücünü ve haşmetini kaybetmiş hatta Rus Çarı I.Nikola tarafından Osmanlı’ya ‘’Hasta Adam’’ denilmişti. Avrupa da bunu propaganda malzemesi yapmaktan geri kalmadı ki Osmanlı Devleti çöküş döneminden yıkılışına kadar bu propagandaya maruz kalmıştır. Tanzimat Fermanı’ndan bu yana başta Birleşik Krallık olmak üzere bazı Avrupalı devletler iç işlerimize karışmaya başlamıştı. Sultan Abdülaziz ve II.Abdülhamid’in tahtan indirilmesinde de bu devletlerin parmağı olacağı düşünülüyor. Zira Abdülaziz Han ve II.Abdülhamid Han’ın politikasından çıkar sağlayamayan bu devletler haliyle tahtta kalmasını istememiştir...
Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck olan Demir Şansölye, 1862 yılından 1890 yılına kadar geçen 28 yıllık süre zarfında önce Prusya ve ardından Almanya Başbakanlığı yapmıştır. Aynı zamanda “Realpolitik” siyasetin en önemli temsilcisidir. Yüzyıllardır parçalanmış bir şekilde varlığını sürdüren Alman Prensliklerini, “Kan ve Demir” adlı politikasıyla bir dizi savaşlarla, sırasıyla; Danimarka’ya, Avusturya’ya ve Fransa’ya karşı yapılan savaşlarla birleştirmiş, yaklaşık yüz yıldır devam eden Alman Düalizmi’ne son vermiş ve kısa süre içerisinde, örümcek ağı gibi karışık bir şekilde kurduğu ittifaklar sistemiyle Almanya’yı bir süper güç haline getirmiştir. Bismarck, 1815’te Prusyalı bir aristokratın oğlu olarak dünyaya geldi. Göttingen ve...
1940 yılının haziran ayına gelindiğinde Hitler ,Avrupa’da daha önce eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir alanı ele geçirmişti. Başta Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Norveç, Danimarka, Benelüks devletleri (Belçika,Hollanda, Lüksemburg) ve Fransa direkt olarak Nazi yönetimi altındaydı. İtalya, Macaristan ve Romanya ise Nazi Almanyası’nın askeri müttefikleriydi. Almanya bu dönemde, her ne kadar üstün bir güç elde etmiş olsa da, sonraki beş sene zarfında ‘’Üçüncü Reich’in’’ ve Alman askeri üstünlüğünün yıkılmasına karşı koyamayacaktır. Bu yazıda, Nazi Almanyası’nın yıkılışında, Hitler’in askeri ve stratejik hatalarından, karşısına aldığı büyük güçler ile arasındaki endüstriyel eşitsizliğin yol açacağı yenilgiye ve sonunda yıkılışa...
Rusya Çarlığı, 1547 yılında Korkunç Ivan’ın (Ivan Vasiliyeviç) Çar unvanı almasıyla başlayan süreçte, 1721 yılında Çar I. Petro tarafından Rusya İmparatorluğu’nun kurulmasıyla son bulmuştu. Bu yazımızda, 1721’den 1914 yılına dek var olan İmparatorluk Rusya’sının son yirmi yılına ışık tutarak, çözülmeyi hızlandıran siyasi, iktisadi, toplumsal dinamikleri inceleyeceğiz. Bu dinamikleri incelerken, iki ana sav üzerinden gitmekte fayda var: Birincisi 1904-1915 yılları arasında deneyimlenen bir dizi sosyo-ekonomik reformun etkileri; ikincisi ise, imparatorluk içerisindeki gelenekselci ve gerici güçlerin, ilerleme hamlelerine karşı olan tutumları. Sonuç olarak, var olan ikilem Rusya’yı çok zor durumda bıraktı ve o dönemin en büyük krizi olan...
<< Bizi Takip Edin

Son kaynaklar

Forum istatistikleri

Konular
3,824
Mesajlar
4,497
Üyeler
424
Son Üye
LovieSpeer

Kaynak istatistikleri

Kategoriler
26
Kaynaklar
1,605
İndirilme
34,679
Disk kullanımı
972.4 GB
Geri
Yukarı Alt
Community platform by XenForo® © 2010-2024 XenForo Ltd.1